Cordoba

6 08 2009

Pano023

Cordoba ( Kurtuba )

Cordoba, İspanyol şair ve oyun yazarı Federico Garica Lorca’nın Cordoba hakkındaki güzel dizelerinde bahsettiği gibi güzel ve özel bir şehir

” kurtuba
uzakta tek başına
ay kocaman at kara
torbamda zeytin kara
bilirim de yolları
varamam kurtuba’ya
ova da geçtim yel geçtim
ay kırmızı at kara
ölüm gözler yolumu
kurtuba surlarında
yola baktım ama yol uzun
canım atım yaman atım
etme eyleme ölüm
varmadan kurtuba’ya
kurtuba
uzakta tek başına ”

Mezq 530

Endülüs Bölgesinin en güzel Şehirlerinden birisi olan Cordoba (Kurtuba) Granada’dan daha gelişmiş, geniş bulvarları ile daha büyük ve modern. 3 asır kadar Endülüs Devleti’nin başkenti olmuş.Endülüs Emevi devletine başkentlik ettiği sıralarda nüfusunun bir milyonu aştığı söylenmekte , bugünki nüfusu ise yaklaşık üçyüz bin civarında.

Avrupa’nın dünyaca ünlü şehirleri kirli ve bakımsızken, Kurtuba’da kanalizasyonu, üniversitesi, hastaneleri, kütüphaneleri, bakımlı sokakları, temiz içme suyu şebekesi ve aydınlatmasıyla modern bir hayat yaşanıyormuş.
O yıllarda 500 camisi 300 hamamı yüzlerce kütüphanesi varmış.

Şimdilerde ise ayakta kalabilen Kurtuba Camii ( sonradan Kiliseye çevirilmiş olan ). Kurtubada dolaşırken bir şey dikkatimi çekiyor, üç asır boyunca Müslüman Endülüs devletine başkentlik etmesine ve bir milyonu aşkın nüfusu olmasına rağmen Müslüman mezarı göremiyoruz.
Şehrin planlamasında tüm yollar camiye çıkıyor bu tüm müslüman kentlerinin ana özelliklerinden birisi olsa gerek.
Tertemiz sokakları,portakal ağaçları ve her yanı saran portakal çiçeği kokusuyla unutulmaz bir şehir. Bu topraklarda üç semavi dinin mensupları uzun seneler barış içerisinde yaşamışlar ta ki 13. yüzyılda düşmesine kadar. Kurtuba’nın düşmesi, artık diğer Endülüs şehirlerinin de sonunun geldiğinin açık işaretiydi.
Kurtubada halen birbirinden güzel Endülüs eserlerini görmek mümkün. Bunların başında Kurtuba Camii ( Mezquita ) geliyor.

Medinetüzzehra , henüz yeni gün ışığına çıkarılmasına rağmen olanca güzelliği ve görkemi ile göz kamaştırıyor.936 yılında III. Abdurrahman tarafından yapımına başlanılan bir saray şehr Medinetüzzehra. Sarayın içerisinde camiisi , pazarı, hamamları, okulları ver yerleşim yerleriyle bir şehir haline gelmiş. Adı üzerinde Medine yani arapçada şehir demek. Malesef o günlerden bugüne kalıntıları kalabilmiş.

medinetuzzehara 321

medinetuzehara 376

medinetuzzehara 792

Juderia’nın dar sokaklarından geçip,eski şehrin surlarını gezerken bu şehrin bir zamanlar ihtişamını düşünüyorum. Kurtuba kütüphanelerinde milyonlarca el yazması kitap varken o tarihten 400 yıl sonra Fransadaki kütüphanelerde sadece 900 cilt kitap oldugu aklıma geliyor.
Juderia ( yahudi mahallesi) dar sokaklarında çicek saksıları ile süslü evler var. Ev sahipleri çok cana yakınlar ve oldukçada misafirperverler. Evlerinin gezilmesinden büyük mutluluk duyulduğunu söylüyor 80 yaşlarındaki yahudi kadın.

juderia 532

cordoba 532

Kurtubadaki Yahudi sinagogu o dönemin islam mimarisinin oldukça etkilenmiş.

sinagoga kurtuba 24

İbn Rüşd , Kurtubalıdır. Endülüslü felsefeci , hekim fıkıh ve matematik alanında çağının en önde gelen isimlerinden birisidir. Eserleri batının rönasansına büyük katkılar sağlamıştır

ibni rusd

Kristof Kolomb, Kraliçe Isabella ve Kral Ferdinand. Üçüde kendilerine göre birerk kahraman ama dünya tarihine akıtıkları kan ve gözyaşı ile geçmişlerdir.Cordoba Alcazar sarayının bahçesinde Colomb Amerika keşfini Kral Ferdinan ve Kraliçe İsabella’ya sunarken heykeli mevcut.

colomb isabelle ferdinand


İşlemler

Information

Yorum bırakın